Neden Erişilebilir Istanbul

5378 sayılı yasanın çıkması , 2012 'ye az bir süre kalması ,Başbakanlık Genelgeleriyle yerel yönetimlerin teşvik edilmesiyle " Erişilebilir İstanbul Çalışmaları " yoğun bir şekilde devam etmektedir.Çalışmalar sonucu memnuniyetle karşıladığımız örnekleri yaşamımızın içerisinde görmekteyiz.Fakat planlama eksiklikleri,bütçe içerisinde tanımlanmayan unsurlar,erişilebilirliğin stratejik planlarda belirtilmemesi,projelerin erişilebilir olma gerekliliklerinin atlanması süreçlerle ilgili aksamalara neden oluyor.Atılan adımların yavaşlamaması,engellerin daha hızlı kalkması için buradan çözüm önerileri sunmaya çalışacağız. Umarız çalışmaların hızlanmasına ve aksayan noktaların görülmesine vesile olabiliriz.

5 Aralık 2010 Pazar

4.12.2010 CNR Engelsiz Yaşam Fuarı İzlenimleri

Sanırım tasarımsal çalışmalar bir yerden sonra erişilebilirlik için yeteli olmayacak. Aksaray metrosu, Söğütliçeşme metrobüs inişindeki rampa eksikliği veya kısıtlı güzergahlarda bulunanan erişilebilir otobüsler... Hepsi değiştirilmeye çalışılan toplumsal veya bireysel algıların kırılma çabası aslında. Hepsi birer sembolik makine parçaları.
Kanunlar ile başlıyorsunuz işe kolları sıvayıp. Sonra vaadler, vaadler... Dilekçeler, tebrikler, minnettarlıklar, alınganlıklar, azimler... Amaç ne peki? Gerçekten bir kitleye hizmet vermek mi? Yoksa eylembilimcilik yapıp, işi yapılıyormuş gibi gösterme mahareti mi?
Yaptıklarımızı sergilemeye çalışmak yerine birilerinin ihtiyaçlarına cevap vermek ile başlayalım işe. Birisi bize engelsiz ulaşım için dilekçe başvurusunda bulunduğunda fotoğraf karelerine sığdırmaya çalışmayalım şikayetlerini!
Rampa talebinde bulunuyorsunuz, o gün kullandığınız toplu taşıma aracının şöförü hafızalarınızda kolay silinmeyecek tepkilerde bulunuyor size. Çözüm önerisi sunuyor, bakın yapılabilecek bir şeyler var aslında diyorsunuz, tamam hadi bu anı ölümsüzleştirelim abi siteye koymamız lazım tepkileriyle karşılaşıyorsunuz.
Tek engelimiz bedenimiz değil, erişilebilirlik sorunumuz ulaşımdan ibaret değil!

2 Aralık 2010 Perşembe

Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin 3 Aralık Mesajı


Uluslararası  Engelliler Günü’nün bu yılki teması “Sözümüzü tutmak: Milenyum Gelişim Amaçları içerisinde engelliliğin bilinçledirilmesi”
Dünya liderleriyle Eylül ayında yapılan MDG zirvesindeki tahahüttlerden birisi de engellilerin yaşamlarını iyileştirmekti.
Bu çok çeşitli grup aile, arkadaş ve komşularımızı gibi bize yakın kişileri de barındırır.Gerçekten fiziksel, zihinsel, duyusal engeller son derece yaygındır ve dünya nüfusunun yaklaşık %10’unu etkilemektedir.
Engelliliğin ayrıca fakirlikle yüksek bir ilişkisi vardır. Engelli insanların kabaca yüzde 20 si gelişmekte olan ülkelerde fakirlik içinde yaşaması bu durumu açıklamaktadır. Dünyada yüksek oranda işsizlik ve sıklıkla yetersiz eğitim ve sağlık hizmetlerinden müzdaripler. Bir çok toplumda en basit hüküm bile yok ve engelliler yaşamlarını izolasyon içinde toplumlarından kopuk tamamlıyor.
Bu sorunlara rağmen engelliler büyük cesaret ve direnç göstermektedirler. Fakat en yüksek insani başarılardan bile ilham alırken, bu başarılar, çaresiz koşullarda, hakların, imtiyazların, mevcut vatandaşlık fırsatlarının eksikliği içinde yaşayanlarının güçlüklerini görmemizi engellememelidir.
Hükümetlerin engellileri desteklemekten fazlasını yapmaları gerekiyor. Bu durum, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Konvensiyonunu yerine getirmek anlamına gelmektedir. Ayrıca, Ulusal Milenyum Gelişim Gündemine engellilerin ihtiyaçlarını entegre etmek demektir. MDG zirvesinde benimsenen aksiyon planında dünya liderleri güncel çabaların yetersizliğini kabul etmişlerdir.
Bu uluslararası günde fakirliğe, hastalığa ve ayrımcılığa karşı verilen savaşın bu grubu güçlendiren  hedef kanun, politika ve programlar olmadan kazanılamacayağını kabul etmeliyiz.Engelli topluluğu içinde amaçların canlı tutulacağına verilen sözün sürdürülmesine gayret edelim.
Ve verilen sözleri sadece yararlanıcılar olarak değil, dünya çapında son tarihi 2015 kabul edilen 5 yıllık zamanda değişimin değerli birer temsilcisi olarak amaçlara ulaşmada dahil edelim.

15 Kasım 2010 Pazartesi

İETT Otobüs Filosu -15 Kasım 2010

Erişilebilirlikle ilgili en önemli sorunlardan bir tanesi toplu taşımadır.Kent içi ulaşımda hala ağırlığın önemli bir bölümü otobüslerle karşılanmaya çalışılmaktadır.İETT'nin otobüs filosunun son durumu;


Marka/Tip
Adet
Adet
Egzoz emisyon
Koltuk sayısı
MAN SL (Solo)
159
329
ECE-R 49
30
MAN SG (Körüklü)
170
ECE-R 49
44
IKARUS (Solo)
883
1.009
ECE-R 49
21
IKARUS (Körüklü)
126
ECE-R 49
37
MERCEDES  0345 (Solo)
478
1.306

 
EURO II
36
MERCEDES Citaro 0530 (Solo)
393
EURO III
29
MERCEDES 0345K (Körüklü)
85
EURO II
49
MERCEDES Citaro 0530G (Körüklü)
100
EURO III
42
MERCEDES Capacity (Körüklü)
50
EURO IV
42 
MERCEDES Capacity (Körüklü)
100
EURO V 
42 
MERCEDES Capacity
100
EURO V 
42 
APTS-PHILEAS (Körüklü)
50
50
EURO IV
42
DAF/OPTARE (Çift katlı)
22
22
EURO I
62
DAF MJT (Çift katlı)
52
52
EURO III
74
TOPLAM
2.768
2.768




Kaynak : http://www.iett.gov.tr/metin.php?no=16 İETT - İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri Genel Müdürlüğü Web Sayfası -Otobüs Filo Bilgileri Sayfası -15.11.2010 tarihli erişim

Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi

Size ilginç bir tesbitimi paylaşacağım.Geçtiğimiz yaz bir organizasyon için Yıldız Teknik Üniversitesi'nin Mimarlık Fakültesindeydim.Fakülte Türkiye'nin en iyi mimarlık fakültelerinden bir tanesi.
Evrensel tasarım ilkeleri üzerinde durulduğu konusunda şüphem yok.Fakat giriş merdivenleri ile engellilerin karşılaşabilecek sorunları baştan okurken atlayan mimarlık öğrencilerinin yetişmesini sağlıyoruz.Ardından da niçin bu merdivenin rampası eksik bırakılmış ya da açısı uygun verilmemiş şeklinde serzenişlerde bulunuyoruz.Ağacın yaşken eğileceği bizlere ilkokul sıralarında öğretmemişler miydi? Bu fakültenin en kısa zaman bu eksikliğini gidererek öğrencisinin okurken bir takım öğretileri görmüş olmasını sağlamayı umut ediyoruz.

14 Kasım 2010 Pazar

Avrupa Yakası Metrobüs Durakları

Metrobüsler İstanbul'lu için çok büyük proje olarak hizmete sunuldı.Hızlı bir projelendirme sonucu trafiğe takılmadan hızlı bir şekilde istenilen yere ulaşmada sağladığı faydayı vatandaşlarımız yaşıyor büyük bir mutluluk yaşıyor.
Buna benzer bir mutluluğu engelli vatandaşların da yaşaması çok uzak görünmüyor.Neden mi diye soracak olursak Avrupa Yakasındaki duraklardaki asansörlerin yavaş yavaş faaliyete alınması. Buradaki problem asansörlerin tüm duraklarda olmaması,yapılan asansörlerin çalıştırılması için karta ihtiyaç olması,asansörlerin darlığı,bozulduğu zaman müdahale durumların net olmaması olarak göze çarpıyor.Koşulları göze alınca süreçler geliştirildiğinde ;

1-Asansörlerin periyodik bakımları yapıldığında,
2-Arıza durumunda 2 saat içinde tamir yapalabilecek teknik bakım anlaşması uygulandığında,
3-Duraklardaki görevlilerin engelli yolcu geldiğinde kendilerine yardımcı olabilecek eğitimler aldığında,
4-Duraklarla ilgili ileriye dönük evrensel tasarım ilkelerine uygun değişiklikler yapıldığında (Bu maddenin gerçekleşmesi zaman alacaktır),
5-Asansörlere hizmet veren firmanın İstanbul içinde konumlabilecek bir ekibi olduğunda

Erişilebilir İstanbul'a daha da yakınlaşacağız.

Hangi duraklarımız var bu yakada
Avcılar (İÜ Kampüsü)
Denizköşkler (Gümüşpala Mah.)
İETT Kampı
Küçükçekmece
Cennet Mah.
Yeşilova (Florya)
Sefaköy
Yenibosna (Kuleli)
Şirinevler
İncirli (Ömür)
Zeytinburnu Metro
Merter
Cevizlibağ
Topkapı
Maltepe
Adnan Menderes Bulvarı
Edirnekapı
Ayvansaray
Halıcıoğlu
Okmeydanı
Perpa
SSK Okmeydanı Hastahanesi
Çağlayan
Mecidiyeköy
Zincirlikuyu

Otobüs Durakları

Erişilebilir İstanbul hayaliyle yapılan çalışmaları büyük bir umutla bekliyor ve yapılan çalışmaları merakla takip ediyoruz.Yapılan birçok iyi çalışmanın yanısıra atlanan noktalar birçok çalışmayı gölgede bırakmaya devam ediyor.
Erişilebilir bir durak nasıl imal edilir sorusunun karşılığı henüz yanıt bulabilmiş değil.Yapılan araştırmalar sonucu alınan bilgi bizim ülke gerçeklerini gün yüzüne çıkarıyor. Durakların yapım işi İETT 'nin görev alanındayken kaldırımlar farklı bir birim tarafından imal ediliyor. Dünyada bilim artık interdisipliner bir şekilde konuları incelemeye başlamışken, doktorlar birden fazla uzmanlık alanını bir araya getirerek hastalarını incelerken bu aksama hayatların yaşam kalitesinden uzak yaşanmasına neden olmaktadır. Weber bürokrasi modeli ortaya koyduğunda, işlerin bir yönetim modeliyle çok daha verimli bir şekilde yürütülmesi kişiye değil kurallara bağlı yönetimlerden bahsetmemiş miydi? Şimdi biz bu yönetim modelleri paradigmalarıyla iki bölüm arasında anlaşmakta zorlanıyor, gitmesi gereken hizmetlerle ilgili uygulamaları ortaya koyamıyoruz. Toplam Kalite Yönetimi ile süreçleri iyileştirmeyecek miydik? ISO belgelerini sadece bir evrak parçası olarak dolapta tutup kalite raporlarını öylesine mi hazırladık? Hayata dair kullanamayacaksak bunların anlamı olabilir mi?
Kurulması dışardan çok şık görününen Araştırma Geliştirme Birimlerinin,Strateji Geliştirme Birimlerinin görevleri arasında ilerleyen zamanlarda bunları da inşallah görmeyi bekliyoruz.Stratejik planlarda İETT ana duraklarının ve ara durakların tamamen erişilebilir olması noktasında çalışma başlatılarak raporlara gelişim süreçlerin yansıtılmasını umut ediyoruz.